27 Ağustos 2007 Pazartesi

Bu nasıl bir trafik, anlamak imkansız


Bugün pazartesi, yani tatilden sonra işe başlayışımın ilk günü. Güzel güzel sabah evden çıktım. Öyle, böyle onbeş dakika içerisinde dudullu sapağına geldim. Dudullu sapağını geçtikten sonra tak, durdum. Neden mi? Çünkü yol boyu araçlar adeta kenetlenmiş ve bu şekilde milim milim gidiyorlar. Neyse ki benim dönmem için yaklaşık sadece 100 metre bir mesafe var, ondan sonra ben yırtıyorum bu işkenceden. Çokda fazla değil, en geç beş dakika içersinde de hallederim ben bu işi.

Ohhh nihayet döndüm sapaktan, çok şükür bu işkence de bitti derken...on metre sonra tekrar durdum. Yine aynı işkence, neyse ki ilerliyordu trafik. Normal olarak aşağıya kadar indikten sonra, üstelikde milim milim trafikte indikten sonra yolun kapalı olduğunu görüp geri dönmek, artık işkence değil, işkence plus oldu. Bu durumu bugün ne kadar yaşadım dersiniz? Bütün yollar kapalı ve kapalı yolların önüne herhangi bir işsret konmamış, kek gibi en az onbeş dakika gidiyor ve sonra onbeş dakika da geri geliyorsunuz. Ve ben bu şekilde üç dakikalık yolu tam bir saat içerisinde aldım. İşe vardığımda ne tatil dinlenmişliğinden eser vardı nede benden. Kendimden geçmiştim anlayacağınız. Üstüne üstlükde bu yol bir saat sürmüş ve kendime gelmem içinde bir saate ihtiyacım vardı. Yani en az iki saat kaybetmiştim.


Bunun yanısıra yıpranan sinirlerim, biten benzinim. Anlayacağınız, benzin, ben, işim, hepimiz kaybetmiştik. Bu kayıpları yüzlerle çarpınac bir plansız çalışmaın ekonomiye nasıl zarar verdiğini sanıyorum anlatmak için çok çabalamaya gerek yok. Gerçekten inanmak zor. Böylesi plansız, böylesi düzensiz, böylesi vurdumduymaz bir iş herhalde dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir diyorum, başka birşey de demiyorum. Ne kadar güzel bir şey bu devletin yaptığı ya, istediğin yere vur kazmayı, istediğin, beğenmediğin yolu kapat, gerisi seni ilgilendirmesin. bakın yazarken bile sinirlerim bozuldu, en iyisi ben bu yazıyı burada bitireyim, yoksa sinirden uyku muyku kalmayacak bende.


Hiç yorum yok: