14 Ağustos 2007 Salı

İnsanın eğer iki çocuğu var ve bu ikisi de ergenlik çağının daha başlarında veya tam ortalarında ise bu anne babanın vay haline dememek elde değil. Gerçekten vay haline. Eskiden büyüklerimiz hep 'şimdi birşey değil, siz büyüsünler de görün çocuk yetiştirmenin zorluğunu' derlerdi de aman derdik. Gerçekten de ne kadar haklıymışlar!

Artık şimdiden sonra sorunlar tamamen başka yöne dönüyor. Arkadaşları kimler? İyi alışkanlıkları var mı?Daha doğrusu kızıma, oğluma kötü alışkanlıklar bulaştırılar mı? Bizim çocuk daha çok çocuk gibi peşi sıara gelen yüzlerce düşüncenin altından kalkabilmek ve dışarı çıktıklarında aklının köşesinde her daim onların ne yaptığı ve nerede olduklarını düşünen bir makinanın otomatik olarak çalışıyor olması ve beynini devamlı meşgul ediyor olması nasıl bir duygudur bunu ancak sanıyorum yaşayanlar bilir.

Benim oğlum bu sene lise birinci sınıfa, kızım da ortaokul sona gidecek. Her ikisinin de aklından yana bir problemim yok yok olmasına ama, yaşadığım ve gördüğüm bunca yıllık deneyimlerim bana gösteriyor ki hayatta karşına çıkan insanların tamamı sende mutlaka ama mutlaka bir takım izler ve birtakım kalıntılar bırakıp geçiyor. Bu nedenledir ki karşılarına çıkan insanlar son derece önemli, hatta herşeyden daha önemli diyebilirim. Ne diyeyim, Allah her zaman karşılarına iyi insanlar çıkartsın demekten başka bir şey gelmiyor elinden insanın. Bir de yakından takip etmek. Bu takibin ayarı ise...işte bunu benim öğrenmem lazım. Nasıl ve ne şekilde, onlara olan güvenimizi sarsmadan, kendilerine olan güvenlerini sarsmadan, onlara devamlı güvendiğimizi hissettirerek..

Bu konu eminim ki bitmeyecek. Devamında iyi şeyler yazmak umuduyla, şimdilik hoşçakalın.

Hiç yorum yok: